Bir cümleyle, Ezgi Akkaya kimdir?
Hayattaki en kuvvetli anlamın sevgi olduğunu düşünen ve yaşamını bunun üzerine inşa etmeye çalışan bir insan.
Bir cümleyle, Ezgi Akkaya kimdir?
Hayattaki en kuvvetli anlamın sevgi olduğunu düşünen ve yaşamını bunun üzerine inşa etmeye çalışan bir insan.
Klinik psikolog nasıl oldun?
Bu alanı tercih ettiğim zamanlar şu an ki kadar önem verilmemesine rağmen ya sanat alanından ya da psikoloji alanından ilerleyeceğime çok emindim. Kendimi keşfetmeye başladığım lise yıllarımdan itibaren, insanlara yardım etmeyi çok sevdiğimi farketmemle başladı her şey. Sonrasında tek bir alanda uzmanlaşmaya karar vererek (klinik psikoloji), çift anadal yaptığım sosyolojiyi ve bale sanatını yan dallarım olarak mesleğime entegre etmeye başladım. Öyle ki insan sağlığı üzerinde çalışmak birçok multidisipliner yaklaşımın bütününden ibaret.
İşiniz büyük ölçüde sosyal medyaya bağımlıdır. Bir profesyonel olarak sosyalliğin ruh sağlığımız üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz?
Bu konuda hala düşünceliyim. Kendi perspektifimden etik yükümlülüğü ve mesleğimizin gerekli çerçevesini epey önemsiyorum. Herhangi bir kapsül, genel geçer bilginin insan üzerinde indirgenemeyeceğini savunuyorum. Elbette varolan sosyal düzende, sosyal medyayı bir araç olarak kullanmanın faydalı olduğunu; fakat bunu ne kadar etik düzlemde gerçekleştirebilirsek, o kadar yararlı olacağını düşünüyorum. Her insan etiketlere sığmayacak kadar biricik.
Şehirden ayrılıp Akyaka’ya taşınmanıza ne sebep oldu? Bu değişiklik sizi nasıl etkiledi?
İstanbul’da doğup büyüsem de hiçbir zaman kendimi ait hissedemedim. İlişkide, mekanda, şehirde aidiyetin önemini sorguladığım vakitlerde (ki bu pandemi döneminin neredeyse tüm zamanlarını kapsamıştı) “nerede ve nasıl yaşamak istiyorum?” sorusuyla doğdu. Ufak ufak başka yerleri deneyimledikten sonra Akyaka’da bir yılı aşkın süredir yaşam sürüyorum. Hala ait olduğum yeri buldum diyemem fakat yolda olmanın ve deneyimlemenin arzusu, ölüm ve yaşam arasında yaşanacak, görülecek, okunacak, aşık olunacak nice şeyin olma olasılığına karşı beni canlı tutuyor.
Abtira’da öz bakımın, ayakları yere basan ve kendimizle barışık kalmamızın bir yolu olduğunu savunuyoruz. Kişisel bakıma bakış açınız nedir?
Psikoterapi seanslarındaki önemli bağlamlardan biri duygu & sinir sistemi regülasyonumuz için kaynaklarımızı keşfetmek olur. Bu kaynaklardan biri de kişisel bakım için zaman ayırmak, vücuduyla bağ kurmak ve ona gereken önemi vermek olur. Böylelikle psikolojik ve fizyolojik sağlığımız için ihtiyaçlarımızı karşılamayı öğreniriz.
Vücudunuza ve cildinize nasıl bakım yapıyorsunuz?
Ürünlerin içeriklerini okumayı ve öğrenmeyi çok seviyorum. Son 5 yıldır yalnızca doğal içerikli ürünlere şans tanıyorum ve her türlü değişkene göre şekillenen cildimin nasıl tepkimeler verdiğini gözlemliyorum. Artık birçok ürün denemek yerine daha minimal, ihtiyaç bazlı bir rutin oluştururak ilerliyorum. Özellikle işlevsel olduğunu düşündüğüm bazı şeylerden vazgeçemiyorum. Bunlardan biri Abtira’nın yasemin suyu. Klinikte, yolculukta, denizde her an yanımda. Saçlarımdan yüzüme kadar rahatlıkla kullanabildiğim için epey bir vakittir favorim:)
Bugünlerde Ezgi’nin hayalleri nelerdir?
Bu soruyu en kısa şekilde nasıl cevaplayabilirim bilmiyorum. Sürekli hedefleyen ve bunun uğruna çalışan biriyim. Birkaç yıldır bir belgesel üzerine uzun vakitler harcıyorum. Ortak insanlık hissiyatımızdan doğan bu belgeselin, herkesin kalbine bir parça bırakmasını hedefliyorum. Bir diğeri ise henüz adımlarını atmadığım bütüncül bir klinik alanı. Atölyelerin olduğu, sanatçıların ağırlandığı ve üretimlerinin desteklendiği, çağdaş dans/bale derslerinin verildiği, psikoterapi seanslarının devam ettiği, organik tarımın hakim olduğu ve insanların ekip biçtiklerini birlikte kuracağımız uzun masalara taşıyarak (geçen tüm yazım bu masaları kurarak geçmişti) kalbini açtığı güvenli bir psikosanat alanı oluşturmak.
Konuk: Ezgi Akkaya / @karsikoltuk
Fotoğraflar: İmge Yüksel / @imge_