Naz Şarman

Tek cümle ile Naz Şarman kimdir?

Sessiz, sakin, yalnızlığa tahammülü olan, içedönük, çekingen, hayalgücü yüksek, disiplinli, öğrenmeyi seven, gözlem yapmaya bayılan, kendini kelimelerden ziyade hareket ile daha rahat ifade eden biri.

Yoga yolculuğunuz nasıl başladı?

Yoganın tohumları beden tarlama ilk olarak ilkokul yaşlarında ekildi. Bilinçli olarak yapmaya ise yirmili yaşlarımın sonunda başladım.

İlkokulda beden eğitimi derslerinde esneyemezdim. Alay konusu olurdum, eve gelip ağlardım. Ağabeyim öğrenmeye meraklı bir insandır. Bir sürü konuda kitabı oldu. O sıralar elinde “Komando askerleri için fiziksel eğitim” kitabı ile dolanırdı. Kitabın son kısmındaki yoga esnemeleri bölümünde oturma pozlarında ona eşlik etmeye başladım. Kısa zamanda bayağı açıldım. Sınıf arkadaşımlarım benimle alay etmeyi bıraktılar. Ağabeyim germe hareketlerinde uzun beklerken biz, yogayı sakin sakin anlatırdı. Keşke daha bilinçli dinleyebilseymişim. Çocuk aklı işte.

29 yaşımda Ahenk bana “Naz bence sen yoga yapmalısın. Tam sana göre bir şey bu” demesiyle merak edip ilk stüdyo dersime girdim. O zamanlar New York’ta yaşıyordum; film ve video projeleri yürüten bir vakıfta çalışıyordum. Ahenk benim Boğaziçi Üniversitesinden yakın bir arkadaşımdı. Bir araştırma yapmak için New York’a gelmişti, bende kalıyordu. Madonna ve Sting’in de arada sırada derslerde gözüktüğü o zamanlar çok popüler olan Jivamukti Yoga stüdyosunda bir derse katıldı. Ahenk yazar olma yolundaydı; gözlemi kuvvetliydi. Bende yogaya uygun veya yogada bana uygun ne buldu acaba diye merak edip gittim.

Tek bir ders çocukken hücrelerime ekilmiş olan tohumları titretmeye yetti. Devamı ettim.

Kendinize özgü bir yoga uygulama ve öğretme yöntemi geliştirdiniz. Peki sizi en çok hangi yoga figürleri etkiledi?

Yoga yolculuğumda alanında çok değerli hocalarla çalışma fırsatı yakaladığım için şanslıyım. Bir yandan da bu kişilerin ayaklarının dibinde azıcık daha vakit geçirebilmek için çok da emek ve çaba gösterdim. Bunca senedir katıldığım nice serbest hareket, beden terapi teknikleri, “Skinner Releasing” eğitimleri bende çok iz bırakmıştır. Derslerimde yeri gelmişken bu tekniklerden alıntı yaparım. Beden anatomisinin öz araştırmayla işlendiği yoga derslerini çok seviyorum.

Bu meslekte sahne ve arkasındaki dinamikleri tüm dürüstlüğü ile bana aktaran ilk mentorum Bindu Wiles (artık yoga hocalığı yapmıyor); şiirsel sunumları ile bedenin içini keşfetmeme alan açmış ilk hocam ikinci mentorum Paula Tursi; kas, kemik, organ, yumuşak doku gibi içerideki karmaşık yapıların zihnimin beklentisinin dışında birbirleriyle organik bir şekilde nasıl uyumlanacağını bana sunan “Body Mind Centering” öğretisinin kurucusu Bonnie Bainbridge Cohen ve bu öğretiyi mükemmel bir şekilde bedenselleştirerek hazım etmemi sağlayan Amy Matthews beni en etkileyen Ustalarım olmuştur. Yoga duruşları pratiğinin bedenin onu çevreleyen alandaki hareketi kadar, bedenin içindeki alanların nefesi bilinçli kullanarak yer değiştirmesi olduğunu bana idrak ettiren Leslie Kaminoff’u da eklemezsem olmaz.

“Body Stories” kitabının yazarı Andrea Olsen ile hiç çalışmadım ama kitabı ile yapışık yaşadım diyebilirim. Son olarak Donna Farhi yoga hocası duruşu ile bana her zaman örnek olmuştur.

Bu zamanlarda herkesin kafası çok karışık görünüyor, çaresizce bir anlam arıyoruz. Sizin için “iyi yaşam” ne anlama geliyor?

Çağımız bize “iyi bir hayat/ kendini iyi hissetme” halini vaat eden bir çok pratik sunuyor. Şimdiki zamanda kalmasını beceremiyorsan, kendine neyin iyi geldiğini içine bakarak değil de dışarıdaki kaynaklardan belirlemeye çalışıyorsan bir mana peşinde öğretiden öğretiye koşturabilirsin.

Oysa durup kendine şu soruları sorduğunda cevaplar içeriden belirebilir: *Nasıl bir hayat yaşamak istiyorum? *Benim için neler önemli? *Şu an bedenim nasıl hissediyor ve neye ihtiyacı var? *Bu hayatı bana anlamlı kılacak olan değerler nedir?

Her bir kişinin yaşamın küçücük anlarına verebileceği kendine özgü bir cevap becerisinin olduğuna inanıyorum. O anın anlamı kendine özgü olan cevabının içinde sanırım.

Ben basit ve sadelikten yanayım: Başımın üzerinde bir dam, doymam için tabağımda yemek, ihtiyacım kadar eşya, olanı çarpıtmadan gören bir zihin, hareket etmemi sağlayan özgür bir beden, insanlara karşı anlayış, işime gösterdiğim özen, halimden memnuniyet ve en önemlisi hiç bir şeyin sabit kalmadığı gerçeği idrakında yaşamın önüme sunduğuna direnmeden uyumlu olma gayreti benim için “yaşamı iyi yapan”belli başlı değerler.

Yoganın ötesinde cildinize ve vücudunuza nasıl bakım yapıyorsunuz?

Çin Tıbbı ve Ayurveda’nın önerilerini hep dikkate almışımdır: Sakin ve basit yaşamayı seviyorum. Sindirime iyi gelecek beden yapıma uygun mevsimine göre gıdalar tüketmeye gayret ediyorum. Oldukça hareketliyim. Her yere yürümeye gayret ederim. Su şişem sürekli yanımda. Yoga dışında ara ara yaptığım kısa bir Qigong serisi var. Yazları yüzmek en şahane sporum.

Susam veya hindistan yağıyla kendime masaj, dikenli mat üzerinde kısa süreliğine uzanmak, serbest hareketler ve ayak refleksolojisi çoğunlukla kendimi onarmak için başvurduğum pratik yöntemler. Organlarım iyi çalıştığında duygularımın dengelendiğini ve zihnimin sakinleştiğini gözlemledim.

Cildim için doğal malzemelerden yapılan ürünleri kullanmayı seviyorum. Bu yüzden Abtira ❤️. Makyaj yapmıyorum, alkol ve sigara tüketmiyorum. Çok geç yatmamaya çalışıyorum. Her sabah güne nefes egzersizleri yaparak başlarım.

En önemlisi zihnim odaklı ve huzurlu, etrafımdaki insanlara anlayışlı ve yardımcı olabilmişsem eğer, bu durumun beni daha canlı ve dingin gösterdiğini farkettim.

Bu sıralar Naz’ ın hayalleri nelerdir?

Uzunca bir süredir kendimin ve annemlerin kentsel dönüşüme giren mekanlarımız üzerine çözüm üretmeye çalışıyorum. Görev insanı olmuş durumdayım: bu soru karşıma çıkınca açıkçası afalladım, çok sevmeme ve becerebilmeme rağmen hayal kurmadığımı idrak ettim. 

Karşıma karmaşık bir sorun çıktığında oynadığım bir oyun vardır: “Bulunduğum bu durumda Buddha veya aydınlanmış bilge bir kişi olsa ne yapardı?” diye sormak ve cevabı beklemek. 

Müteahhitlerle olan toplantılarımda, sorunlu maliklerle olan görüşmelerimde ve devlet dairelerinde hep bu oyunu oynuyorum. 

Şu an düşünüyorum da zorlandığım anlarda yardıma çağırdığım “o aydınlanmış hal”in kendi zihnim olduğunu hayal etmek, işte bu muhteşem olur.

Konuk / Naz Şarman / @nazsarman

Fotoğraflar / İmge Yüksel / @imge_