Nilüfer Şentürk

Tek cümleyle Nilüfer Şentürk kimdir?

Nilüfer Şentürk, aslında tam bir deneyim insanıdır ve deneyimlemediği hiçbir marka, kişi veya herhangi bir durumla bağ kuramaz, deneyim benim için zaten yaşam demek:) Sakin olmak, sindirmek ve sindirerek tadına varmak isterim her şeyin:)

13 yıldır sosyal medyada çalışıyorsunuz. Arkaplanın ne? Sosyal medya öncesinde neler yapıyordun ve sosyal medya işine nasıl başladın?

Aslında 18 yaşımdan itibaren çalışıyorum. Calışmayı, üretmeyi, katkıda bulunmayı, paylaşmayı da hep çok sevdim ve seviyorum:) 

Üniversite ve sonraki tüm eğitim hayatım boyunca maddi olarak ihtiyacım olmasa da deneyim olması açısından hep çalıştım. 

Eğitim hayatım Grafik Tasarım + Tasarım ve Basım Yayımcılık üzerine ilerledi. Üniversite’de tezimi markalar üzerine yaptım. Markaları deneyimlemek ve analiz etmek, tüm detaylarıyla incelemekten hep çok keyif aldım. Tabii bu süre zarfında yaptığım stajlar sonucu özellikle benim dönemimdeki Reklam Ajanslarının, kadınlara yönelik bazı negatif çalışma şartlarından çok hoşlanmadım ve o sektörde devam etmedim.

Sonrasında hayatımı marka alanına doğru ilerletmek istedim. Bu süre içerisinde Türkiye’nin ilk E-Ticaret Tedariği işini yapan abimle birlikte çalışmaya ve online satış hakları bizde olan markaların hedef kitle ve profillerine göre analizlerini yaparak uygun bulduğum E-Ticaret sitlerinde satışlarını sağlamaya başladım. Tabii bu sayede Dijital ve E-Ticaret dünyasının nerelere gideceğini ön görerek Türkiye’nin ilk Sosyal Medya Akademisini başlatan Bilgi Üniversitesi’nde eğitime başladım. Akademiden mezun olurken de arkadaşlarımla birlikte Sosyal Medya işi kurarak bu sektöre girmiş olduk:)

Bu o kadar eski bir tarih ki, hayatımızda sadece Facebook vardı:)

Sosyal medya o kadar gelişti ki tamamen ticarileşti. Burada hala güzel şeyler yaratacak yer var mı?

Kesinlikle hala çok büyük bir alan var. Ülkemizde birçok marka, Sosyal Medyaya ticarileşme ve takipçi sayısı olarak bakıyor maalesef. Bu yüzden de sanat ve yaratıcılık hep eksik kalıyor. Bu markalar bütçe ve vakit ayırmaktan, sabretmekten, sanatçılarla işbirliği yapmaktan hep çekiniyor. Marka olmak takipçi sayısı veya etkileşimle değil, kaliteli içeriklerle ve tüketiciyle bağ kurmakla başlar. Bu alan hala çok eksik bence.

Sosyal Medyada bir yerlere varmak (eğer para harcamak istemiyorsanız) ciddi bir sabır ve düzenli üretimden geçiyor.

İşiniz büyük ölçüde sosyal medyaya bağımlıdır. Bir profesyonel olarak sosyalliğin ruh sağlığımız üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz?

Bu konuda hala düşünceliyim. Kendi perspektifimden etik yükümlülüğü ve mesleğimizin gerekli çerçevesini epey önemsiyorum. Herhangi bir kapsül, genel geçer bilginin insan üzerinde indirgenemeyeceğini savunuyorum. Elbette varolan sosyal düzende, sosyal medyayı bir araç olarak kullanmanın faydalı olduğunu; fakat bunu ne kadar etik düzlemde gerçekleştirebilirsek, o kadar yararlı olacağını düşünüyorum. Her insan etiketlere sığmayacak kadar biricik.

Şehirden ayrılıp Akyaka’ya taşınmanıza ne sebep oldu? Bu değişiklik sizi nasıl etkiledi?

İstanbul’da doğup büyüsem de hiçbir zaman kendimi ait hissedemedim. İlişkide, mekanda, şehirde aidiyetin önemini sorguladığım vakitlerde (ki bu pandemi döneminin neredeyse tüm zamanlarını kapsamıştı) “nerede ve nasıl yaşamak istiyorum?” sorusuyla doğdu. Ufak ufak başka yerleri deneyimledikten sonra Akyaka’da bir yılı aşkın süredir yaşam sürüyorum. Hala ait olduğum yeri buldum diyemem fakat yolda olmanın ve deneyimlemenin arzusu, ölüm ve yaşam arasında yaşanacak, görülecek, okunacak, aşık olunacak nice şeyin olma olasılığına karşı beni canlı tutuyor.

İçerik oluşturma süreciniz nasıl? Yeni projeleriniz nasıl gidiyor?

Çocukluğumdan beri hayal ederek merak ettiğim bazı şeyleri aklımdan atamadığımı farkettiğimde bir yerlere yazmaya başlamıştım. Beni heyecanlandıran, deneyimlemek istediğim her şey rüyalarıma giriyordu, üstelik yeni fikirlerle birlikte:) Yaklaşık 2 yıl önce hayallerimi paylaştığım kişilerin de heyecanlandığını bir yandan da nasıl olacak ki dediklerini gördüğümde “Neden Olmasın?” diyerek daha somut adımlar atmaya başladım ve Regulus Interaktif ve Deneyimsel Sanat Platformu’nu kurdum.

Yaratıcı sürecim ise aslında hayatın içinde koşturmaca halinde gelişiyor:) gördüğüm ve deneyimlediğim bir konu bana fikir veriyor genelde. Sonrasında bunu şekillendiriyorum ve projeye dönüştürüyorum. Yani mesela o an gördüğüm bir ağaç, bir kuş, dinlediğim bir şarkı ve duyduğum bir koku bile hemen kafamın içinde bir senaryoya dönüşebiliyor. Sonra hemen platformdaki sanatçı arkadaşlarımla bir araya gelip değerlendirme yapıyoruz:)

Şimdi bize cilt ve cilt bakımı rutininizden bahsedin lütfen:)

Ergenlik dönemimden beri çok takıntılı olduğum bir cildim vardı. Kullanmadığım ve denemediğim ürün neredeyse kalmadı:)

Çok hassas, yağlıya dönük karma ve anında allerjik reaksiyon verebilen bir cildim var. Çok zor bir cilt gerçekten. Bir yerden sonra her şeyi bırakıp sadece sabun kullanmaya başladım. Eşek Sütü sabunu gerçekten çok iyi geldi. Ardından da sadece temiz içerikli ve doğal ürünleri kullanmaya başladım. Abtira da bunlardan biri oldu ❤️ Artık rutinim Abtira ürünlerinden oluşuyor…

Bu ürünleri kullanırken kendimi yemyeşil bir ormanda, çiçeklerin arasına uzanmış gibi hissediyorum!

Sabah ve Akşam düzenli olarak:

1. Abtira Herbal Tea – Tonic Water

2. Abtira Retinalg – Deep Repair Serum

3. Abtira White Lotus – Light Moisture

4. Abtira Citrus – Vitamin C + Peptides Contour Cream

5. Abtira Kakadu – Cold Press Oil (özellikle ellerime ve dirseklerime çok çok iyi geliyor)

Bir de duş alacağım zamanlarda hassas ve alerjik cildimden dolayı kese kullanamıyorum. Dolayısı ile doğal içerikli peelingler tam bana göre:) Bu yüzden Abtira’nın Orange Bergamot’una aşığım!

Bir de her duş sonrası nemli saçıma uyguladığım ve saç derimdeki egzamama çok iyi gelen bir ürününüz var “Abtira Bio Skin – Microalgae Serum” ❤️

Nilüfer’in bu aralar hayalleri neler?

Benim yıllardır hayalini kurduğum ve beni çok heyecanlandıran Efes’i Deneyimlemek üzerine, Efes Antik Kent Projemi hayata geçirmek!

2024’te umarım sizlerle bu güzel haberi de paylaşabilirim…

Konuk: Nilüfer Şentürk / @nilufersenturk

Fotoğraflar: İmge Yüksel /@imge_