Tumay Karakaya

tumay karakaya abtira
tumay karakaya abtira

Tümay Karakaya kimdir, tek cümleyle?

Doğanın ritmine kapılıp kendi iç sesini bulan, köklerine dönmeyi seçmiş bir anlatıcı diyelim.

Adaya taşınmadan önce hayatın nasıldı?

Yine elimden geldiğince doğaya yakın kalmaya, daha yavaş ve sade yaşamaya çalışıyordum..Balkonumda bir saksı fesleğenle konuşur, market poşeti taşırken bile elimde bir demet kır çiçeği olurdu bazen… Ama şehirde ne kadar yavaşlasan da, arka planda hep bir uğultu kalıyor — bitmeyen bir ses, yetişme hâli, bir şeyleri kaçırıyormuşsun gibi bir his…

Gökçeada’ya taşınmak o sesin kısılmasıydı benim için. Dışarıdaki dünya sustukça içimdeki ses duyulur oldu. Sadece hayatım değil, ben de değiştim. Gerçekten yavaşlamanın ne demek olduğunu burada öğrendim.

tumay karakaya abtira
tumay karakaya abtira

⁠Neden Gökçeada?

Çünkü Gökçeada sadece bir ada değil. Burası zamanın başka türlü aktığı, rüzgarın bile daha içli estiği bir yer. Diğer tatil beldeleri gibi hızlıca kurulup, hızla tüketilmiyor burada hayat. Sessizlik acele etmiyor, sabahlar da insanlar gibi uyanıyor yavaş yavaş.

Toprağın kokusu başka, güneşin ışığı başka… Sanki her şey biraz daha sabırlı, biraz daha kendine dönük.

Ben bu adayı ilk gördüğümde, dışımda değil içimde bir yere bakıyor gibi hissettim.

Asırlık zeytin ağaçları gölgesinde yürürken geçmişin izini, taş evlerin arasında geleceğin huzurunu duyuyorsunuz.

Burayı seçtim çünkü burada yaşamak, sadece yer değiştirmek değil… Yaşama biçimini kökten dönüştürmekti.

“Benim Sakin Dünyam”dan bahseder misin? Bu yaşam projesi nasıl simgesel halee geldi ve TV’ye taşındı?

Ben sadece içimden geçenleri paylaşmak istedim aslında… Küçük anları, sakinliği, doğayı ve hayatın gerçek sesini. Sonra insanlar o anlarda kendilerini buldular. O yüzden “Benim” olan dünya, zamanla birçok kişinin de “sakin dünyası” oldu. TRT Belgesel’le buluşması da bu yolculuğun en güzel sürpriziydi.

tumay karakaya abtira

Günlük hayatta en çok hangi anları seviyorsun?

Sabah, bahçeye ilk adımımı attığım an… Toprak henüz geceyi bırakmamış oluyor, çiğ taneleri yaprakların üzerinde inci gibi parlıyor.

Fidelerime göz gezdiriyorum sonra, kendi ellerimle ektiğim, büyümesini gün gün izlediğim o narin bedenler… Her sabah, acaba bugün ne kadar büyüdüler diye heyecanla bakıyorum onlara.

Keçilerim beni bekliyor oluyor; göz göze geldiğimizde konuşmadan anlaştığımız bir dil var aramızda.

Tavuklarımın yem zamanı… o küçük koşturmaları, sabırsız halleri bana hep bir köy sabahını hatırlatıyor.

Kızımla bütün dünyanın derdinden kopup onunla çocuk olup oyun oynadığım anlar çok kıymetli benim için.

Bazen rüzgarlı bir gün oluyor mesela, zeytin ağaçlarının hışırtısı geliyor kulağıma. O sesin içine insan bir kere girince, başka bir şeye ihtiyaç duymuyor.

O anlarda zaman duruyor gibi.

İşte en çok o anları seviyorum; dışarıdan bakınca çok sıradan gibi görünen ama insanın kalbini büyüten küçük anları…

tumay karakaya abtira
tumay karakaya abtira

⁠Estetik senin yaşamında büyük bir yer tutuyor. Görsel ilhamın nereden geliyor?

Doğadan. Renkler, dokular, ışık… Hepsi zaten orada, sadece görmeyi bilmek gerekiyor. Bir de eski zamanlardan, babaannemin örtülerinden, bir köy evinin dağa bakan penceresinden… Zamansız olan her şeyden ilham alıyorum.

Cilt bakımına yaklaşımın nasıl?

Ben bir insanın, iyi uyumadan, iyi beslenmeden, kalbini ferah tutmadan; yani kendini içten içe beslemeden parlayabileceğine inanmıyorum. Bütüncül bir şey bu… Ruhunu doyurmadan, cildine sürdüğün hiçbir şey seni dışarıya ışıldatamaz bence.

O yüzden benim için cilt bakımı sadece kremlerden ya da serumlardan ibaret değil; sabah uyanınca içtiğim bir ılık su, gün içinde doğaya bakarak verdiğim küçük bir nefes, iyi bir niyet, şefkatli bir iç ses… hepsi cildimi de besliyor aslında.

Ama fiziksel bakımda da doğallığa çok önem veriyorum. Doğal, sade ve sürdürülebilir şeyler seviyorum. Cildime, tıpkı toprağa yaklaşır gibi yaklaşıyorum. Fazla müdahale etmeden, ihtiyacı kadar. Bu yüzden Abtira ile tanıştığımda içimde büyük bir rahatlık oldu. Çünkü ürünleri hem içerik olarak tamamen doğadan geliyor hem de dokusuyla, kokusuyla insanı gerçekten iyi hissettiriyor. Kendimle çok eş buluyorum onları. Bir ürünü kullanırken doğanın bir parçası olduğumu hatırlamak, o hissi taşımak… bence asıl bakım orada başlıyor zaten.

tumay karakaya abtira
tumay karakaya abtira

Tümay’ın bugünlerdeki hayalleri neler?

Galiba en çok üretmenin hayalini kuruyorum…

Ama sadece kendim için değil; içimden geçenleri, duygularımı, yaşadığım bu sakin dünyanın sesini başka kalplere de ulaştırabilecek yollarla üretmek istiyorum.

Bir şiir kitabı olabilir bu… belki içinde biraz toprak kokusu, biraz çocuk kahkahası taşıyan bir yemek kitabı…

Belki bir gün yazılacak bir film senaryosu…

Küçükken sadece içimde tuttuğum, şimdi ise usul usul dışarıya taşan hikayeler var. Onları anlatmak, paylaşmak, birilerinin kalbine dokunmak istiyorum.

Yani hayalim, sadece yaşadığım hayatı değil, içimde büyüttüğüm dünyayı da insanlarla paylaşabilmek aslında.

tumay karakaya abtira

Konuk: Tumay Karakaya / @tumaykarakaya

Fotoğfraflar: İmge Yüksel / @imge_